Sağlıklı Yaşamın Sırları… / Uzm. Dr. Berna GÜZEL

Yaşlanma, yaşam sürecinin doğal ve kaçınılmaz bir dönemidir. Yaşlanmada genetik faktörlerin önemi gerçektir, ama çevresel faktörlerin etkisi daha fazladır. Yaşlanma doğumdan itibaren başlayıp 30 yaşından sonra hızlanmaktadır. Bu nedenle genç yaşlardan itibaren nasıl yaşadığımız, nasıl yaş alıp yaşlanacağımıza yön verir. 

Sağlıklı bir yaşam ve yaş alma, bir tercih ve kararlılıktır. Yaşlanmayı durdurmak şu an için mümkün değildir, fakat hayata yapacağımız küçük dokunuşlar ile biyolojik yaşımızın, kronolojik yaşımıza göre geride kalmasını sağlayabiliriz. 

Sağlıklı yaş almak için mutlaka güçlü bir bağışıklık sistemine ihtiyacımız vardır. Bağışıklık sistemi karmaşık bir sistem olup, vücudun her bölgesine dağılmış bir dizi organ, doku, hücre tipi ve moleküllerden oluşur. Bağışıklık sistemi, vücut bütünlüğü ve sağlığını tehdit edebilecek her türlü yabancı madde ve organizmaya karşı vücudu korumaktan sorumludur. Dolayısıyla, bağışıklık sisteminin herhangi bir nedenle baskılandığı ya da yanlış çalıştığı durumlarda hastalıklar meydana gelir. Hastalıklardan korunmak için bizim de vücudumuza yardım etmemiz gerekir.

Bağışıklık Sisteminin Düzenli Çalışması İçin Neler Yapmalıyız?

  • Düzenli egzersiz yapın
  • Sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durun
  • Su tüketimini ihmal etmeyin
  • Temizlik ve hijyene önem verin
  • Stres ile başa çıkabilmeyi öğrenin
  • Yeterli ve kaliteli uykuya önem verin
  • Düzenli ve kaliteli beslenin
  • Antioksidan desteği alın.

 

Obezitenin Bağışıklık Sistemi Üzerine Etkisi Nedir?

Obezite ve eşlik eden durumlar, bozulmuş bağışıklık ve inflamatuar yanıt ile ilişkilendirilmiştir. Malnutrisyona yol açmayacak şekilde enerji kısıtlaması oksidatif hasar ve insülin direnci gibi yaşlanmayı arttıran süreçleri engeller. Başta kalp damar hastalıkları olmak üzere, obezite, diyabet gibi birçok sağlık probleminin önlenmesinde Akdeniz Tipi Beslenme önerilir. Akdeniz Tipi Beslenme, tam tahıllar, sebze ve glisemik indeksi düşük meyveler, kuru baklagiller, yağlı tohumlar, zeytinyağı, balık, vs, gibi besinler içerir.                                             

Bağırsak Mikrobiyatası İnsan Sağlığı Üzerinde Önemli Midir?

İnsan vücudunda bulunan bakterilerin %90’ı bağırsaklarda yerleşmiştir. Bağışıklık sistem hücrelerinin de %80’i bağırsaklardadır. Bu nedenle bağışıklık sistemimizin düzenli çalışması için bağırsaklarımıza iyi bakmamız önemlidir. Prebiyotikler, sindirilemeyen liflerden oluşan ve bağırsaklarımızdaki faydalı bakterilerin besinleridir. Probiyotikler bağırsaklarımızda bulunan sindirim ve bağışıklık sistemimizin sağlıklı olmasını sağlayan faydalı bakterilerdir. Probiyotik ve probiyotikler, besinler yoluyla ya da dışardan takviye olarak alınabilir.

Bağışıklık Sisteminin Çalışmasında Önemli Olan Vitamin ve Mineraller Nelerdir?

  • A vitamini 
  • B grubu vitaminler
  • C vitamini
  • D vitamini
  • E vitamini
  • Folik asit
  • Kalsiyum
  • Demir
  • Potasyum
  • Selenyum 
  • Çinko

 

Antioksidan Ne Demektir? Ne İşe Yarar?

Vücutta yaşamı devam ettiren her bir hücre, besinlerden enerji üretirken zararlı yan ürünlergelişir. Bu ürünler reaktif oksijen radikalleridir. Zararlı dış etkenler de (ağır metaller, gıda katkı maddeleri, gıda boyları, ev temizlik ürünleri, vs) bu reaktif oksijen radikalleri yapımında artışa neden olur. Vücutta zararlı maddelerin etkisiz hale getirilememesi halinde hastalıklar gelişir. Bu zararlı maddelerle savaşan moleküllere Antioksidanlar denir.

Vücuttaki En Önemli Antioksidanı Olan Glutatyon Ne İşe Yarar?

Glutatyon, vücuttaki tüm kötü molekülleri toplayan ve etkisiz hale getiren bir moleküldür ve vücutta üretilir. Ancak yaş ilerledikçe, iç ve dış sebeplerin (çevresel) etkisiyle Glutatyon miktarı giderek azalır. Glutatyon miktarı azaldıkça, zararlı maddeler birikir ve bağışıklık sisteminde ciddi problemler ortaya çıkar.

Glutatyon Dışardan Takviye Olarak Alınabilir Mi?

Yaşlanma ve çevresel etkenlerle azalan glutatyonun güçlü bir bağışıklık ve sağlıklı bir yaş alma için dışardan takviye alınması önerilmektedir. Glutatyonun vücuda alınarak aktif bir şekilde kullanılmasının en başarılı şekli, damar yolu ile alınmasıdır. Her seans 15 dakika kadar sürmektedir. Takviye alınmasının zaman aralıkları hastanın ihtiyacına göre belirlenmektedir. Damar yolu ile alınmasının dışında cildi yenilemek için mezoterapi alanında kullanılanımı da mevcuttur.

Glutatyonun Faydaları Nelerdir?

  • Bağışıklık sistemini güçlendirir
  • Bağışıklık sisteminin eksik ve yanlış çalıştığı hastalıkların tedavisini kolaylaştırır (Hashimato Troiditi, Graves Hastalığı, Sedef Hastalığı, Zona, Romatolojik Rastalıklar, Ülseratif Kolit, Crohn Hastalığı, Çölyak Hastalığı gibi)
  • Diyabetin (Şeker Hastalığı) ve insülin direncinin zararlı etkilerini azaltır
  • Kolesterol düzeyini düşürür, karaciğer yağlanmasında tedaviyi kolaylaştırır
  • Kalp damar sağlığını korur
  • Sigara ve alkolün zararlı etkilerini azaltır
  • Zihinsel aktiviteyi arttırır, hafızayı güçlendirir
  • Uyku kalitesini arttırır
  • Cildi güzelleştirir, kırışıklıkları azaltır, cilt leke tedavisinde, Sedef Hastalığı ve Zona tedavisinde kullanılır
  • Alerjik hastalıkların ve Astım tedavisini kolaylaştırır
  • Yaşlanma sürecini yavaşlatır
  • Kronik ağrıları azaltır, kas performansını arttırır (Romatizmal hastalıklarda, fibromyaljide tedaviyi kolaylaştırır)

 

Alfa Lipoik Asit Nedir? Ne İşe Yarar?

Alfa Lipoik Asit, vücudumuzdaki önemli antioksidan moleküllerdendir. Kendi antioksidan özelliğinin yanında, vücudumuzun en önemli antioksidanı olan Glutatyon miktarını da artırır. Bunun yanı sıra; 

  • Bağışıklık sistemini güçlendirir. 
  • Sinirlerdeki oksidatif hasarı kaldırır ve sinir fonksiyonlarını iyileştirir (diyabetik ve diğer nöropatilerin tedavisinde kullanılır)
  • Hafızayı güçlendirir, zihinsel aktiviteyi artırır 
  • Kan şekeri ve kolesterolü düşürür, diyabet hastalığının kontrolünde ve karaciğer yağlanmasının azalmasında fayda sağlar
  • Kalp damar sağlığını korur
  • Cildin yaşlanmasını geciktirir

 

C Vitamininin Vücudumuzdaki Önemi Nedir?

Askorbik Asit olarak da adlandırılan C vitamini, vücut tarafından üretilmez ve depolanmaz. Bu yüzden düzenli olarak takviye alınması gerekir. Damar yolu ve ağız yoluyla alınabilir. En etkin yol damar yolu ile alınmasıdır. C Vitamini;

  • Önemli bir antioksidandır ve bağışıklık sisteminin çalışmasında görevlidir. 
  • Kolajen sentezinde ve cildin iyileşmesinde görevlidir. 
  • Demir ve selenyum emilimini arttırır. 
  • Kolesterol düzeyinin dengelenmesinde yardımcı olur. 
  • Hafızayı güçlendirir. 
  • Kandaki ürik asit düzeyini azaltarak Gut hastalığının tedavisine destek sağlar. D vitaminin vücudumuz için önemi nedir?

 

D Vitamininin Vücudumuzdaki Önemi Nedir?

D vitamini, güneş ışığı ile temas sonucu deride üretilen hormon öncülü bir moleküldür. D vitamininin kemik metabolizması etkileri dışında antiinflamatuar ve bağışıklık sistemi üzerine olan etkileri oldukça önemlidir. Kemik erimesini engeller, kırık gelişim riskini azaltır ve kandaki kalsiyum dengesinde önemlidir. D vitaminin diyabet gelişme riskini azalttığı, kalp damar sağlığını koruduğu, otoimmun hastalık, nörodejeneratif hastalık ve kanser gelişim riskini azalttığı görülmüştür.

Çinkonun Vücudumuz İçin Önemi Nedir?

Çinko vücut için gerekli olan temel bir mineraldir. Hücresel metabolizmada görev alan çinko, çeşitli enzimlerin aktivitesi için gereklidir. Bağışıklık sisteminin çalışmasında, yara iyileşmesinde, protein ve DNA sentezinde görev alır. Çocukluk ve ergenlik döneminde büyüme ve gelişmeyi destekler. Çinko eksikliği genel olarak büyüme ve gelişme geriliğine, iştahsızlığa, bağışıklık sisteminin fonksiyonlarını kaybetmesine neden olur. Saç dökülmesi, zihinsel yorgunluk, göz ve deri lezyonları da çinko eksikliğinin sonuçlarındandır.

Cilt Yaşlanmasını Önlemek İçin Yapılabilecek Başka Uygulamalar Var Mıdır?

Botilinum toksin (botoks) uygulaması ile daha genç gözükmek, yeni kırışıkların oluşmasını önlemek mümkündür. Bunun yanında cildimizin ihtiyacı olan vitamin, hyalüronik asit ve antioksidan gibi destekleri dermapen ve mezoterapi, prp uygulaması ile kolayca yapabilmekteyiz. Düzenli bir yaşam ve beslenme ile yine düzenli yapılan hekim kontrolleriyle eksikleri yerine koymak, hastalıkları önlemek mümkün. Genetiğiniz kaderiniz değildir.

Başta da söylediğim gibi, yaşlanmayı tamamen durdurmak şu an için mümkün değil ama yaşınıza göre daha iyi bir görünüşe sahip olmak ve daha sağlıklı olmak sizin tercihiniz. 

Hayatınıza küçük dokunuşlar yaptığınızda, değişimi göreceksiniz. Kendinizden vazgeçmeyin.

Uzm. Dr. Berna GÜZEL

İç Hastalıkları (Dahiliye) Uzmanı

Önceki Yazı

Benzer Yazılar