Endometrial Hiperplazi, rahim iç duvarını döşeyen tabakanın (endometrium) normalden fazla büyümesi ile ortaya çıkan, bilinen tabir ile rahim kalınlaşmasıdır. Bu durum kişinin kanser olduğu anlamına gelmediği gibi, önemsiz sayılacak veya gözardı edilecek bir durum da değildir.
Hangi şikâyetler Endometrial Hiperplazi’yi düşündürür?
Kliniklerde sıklıkla karşılaştığımız şikâyetlerin başında adet değişiklikleri gelmektedir. Kişiler adet miktarının fazlalaştığını, hem miktar hem de gün sayısının arttığını ifade ederler. Uzun süre adet görememe ve adet süreleri arasında 40’tan fazla gün olması yine sık şikâyetler arasındadır.
Endometrial Hiperplazi kimlerde görülür?
Endometrial Hiperplazi, adet gören tüm yaş gruplarında görülmekle beraber, bu durum için bazı belirlenmiş risk durumları vardır:
- a. perimenarşal dönem (adetin ilk yılları)
- b. perimenapozal dönem (adetin son yılları)
- c. polikistik over hastaları
- d. infertilite nedeni ile tedavi görenler
- e. obezite
- f. ERT (hormon tedavisi) alanlar
- g. meme kanseri nedeni ile tamoksifen isimli ilacı kullananlar
- h. diabet ve hipertansiyon hastaları
- i. estrojen salgılayan tümör sahip olan kişiler
Endometrial Hiperplazi nasıl teşhis edilir?
Şikâyeti olan hastanın başvurusunun alınmasını takiben, anemnezde kişinin risk faktörlerine sahip olması ile akla Endometrial Hiperplazi gelmesi halinde; kişinin karın veya vajinal yolla bakılan ultrasonografik incelemesi ile tanı kolaylıkla konulabilir. Teşhis sonrası tanıyı doğrulamak ve tedavi seçeneklerini belirlemek için yapacağımız biyopsiyi hastanın durumuna göre 3’e ayırabiliriz:
Pipel ile yapılacak biyopsi (üreme çağındaki hastalarda)
Dilatasyon ve küretaj sonrası yapılacak biyopsi (menopoz sonrası hastalarda)
Histeroskopi ile biyopsi (aynı zamanda çocuk istemi olan hastalarda)
Hangi tip biyopsi yapılırsa yapılsın, dikkat edilmesi gereken unsur, rahim iç yüzeyinin 4 bölgesinden de örnek hücre alınmış olmasıdır. 4 bölgeden alınmayan biyopsiler, eksik bilgi vereceği gibi tedavinin veya ameliyatın eksik yapılmasına neden olacaktır. Biyopsi yapılırken anestezi kullanımı kişinin talebine göre kullanılabilir olsa da, işlemin sedasyon altında yapılması konfor ve güvenlik açısından daha iyi sonuçlar vermektedir.
Endometrial Hiperplazi ile Endometrium Kanseri ilişkisi nasıldır?
Sırası ile Endometrial Hiperplazi tiplerinin rahim içi kanserine dönüşme sıklığı:
- Basit atipisiz hiperplazi: %1
- Kompleks atipisiz hiperplazi: %3
- Basit atipili hiperplazi: %8
- Kompleks atipili hiperplazi: %29
Görüldüğü üzere tüm Endometrial Hiperplazi tiplerinde Endometrium Kanseri riski mevcut olup, teşhis edilen hastalar takip ve tedavi altında olmalıdır.
Endometrial Hiperplazi tedavisi nasıl olmalıdır?
Biyopsi sonucu Endometrial Hiperplazi teşhis edilen hastanın tedavisi, hem bulunduğu yaş grubu, hem çocuk sahibi olma isteği ve Endometrial Hiperplazi’nin patolojik sınıfına bağlıdır.
Üreme çağındaki ve düzenli kontrole gelebilecek hasta grubuna öncelikle progestin içeren doğum kontrol hapları verilebilir. Çocuk sahibi olma niyeti olmayan üreme çağındaki kişilere hormon içeren spiral uygulanabilir. Üreme çağının sonuna gelmiş, çocuk istemi ve planı olmayan hastalara ise TAH+BSO (Rahim ve yumurtalıkların alınma ameliyatı) uygulanabilir.

Op. Dr. Abdullah KURHAN
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı