Hukuki Boyutta Da Önce Yarar Sağla!
Sağlık her ne kadar DSÖ ya göre genel bağlamda 3 bileşenin tam iyilik hali denilse de artık hukuki düzlem de 4ncü bir bileşen olarak yerini almaya başladı.
Hem vatandaşlık hakkı, hem de anayasal boyutta cezai işlemi göz önünde bulundurulduğunda yaşama hakkı her birey için olmazsa olmaz olarak hayatın içinde yerini alır.
Orta çağdan bu yana tıp dünyası kendi içinde dalgalanmalar seyretse de genel anlamda her zaman ilerleyen, kendini geliştiren, gelişen teknoloji ve ortaya çıkan hastalıklar ile birlikte harmanlanmış bir şekilde ilerlemeye devam eden, yaşayan bir sistemdir. Çıkan hastalıklar ve beraberinde gelişen tedavi çeşitliliği kişilerin yaşama hakkıyla birlikte paralel olarak yol alır. Her ne kadar gelişen teknoloji olsa da her şey insan elinden çıktığı yok sayılmayacak bir husustur.
Ülkemizde az insan çok iş gücü mantığı ile verilen sağlık hizmeti beraberinde uygulamalarda istenmese de hataları ve komplikasyonları da beraberinde getirmektedir. Bizleri en çok ilgilendiren, malpraktisin insana yansıyan kısmının yanı sıra yasal boyutu olmalıdır. Hasta rızasının alınması, doğru ve yeterli bilgilendirme yapılması, yazılı olarak yapılan her şeyi not alınması, yapılan her uygulamanın hasta yararına yapılmış olması ve bilgilendirmenin geri bildirimin alınması önemli noktalardandır. Bunlara yaparken de dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, yasal boyutuyla hem hastayı hem de sağlık hizmetini veren sağlık çalışanını korumaktır.
Bu noktada kanun, yönerge, yönetmelikler yol gösterici olmasıyla birlikte sağlık hizmetinin sunulmasında genel bakış sağlar. Çünkü günümüz sağlık hizmetinde artık sadece insan fizyolojisi değil hizmetin okuryazarlığı ile birlikte hukuksal boyutları da konuşulmaya başlanmıştır. Bu da bizi başka bir konuya götürüyor: Sağlık Hukuku!
Sahi siz hala sağlık hukuku bilmiyor musunuz yoksa her adım da her işi dört dörtlük yaptığınıza bu kadar emin misiniz?
Hem. Mihdiye Işıkoğlu
Medikal Malpraktis Derneği
Yönetim Kurulu Üyesi