“Bir zamanlar, kapı kenarında izlediğim zanaatkarların yerinde hocalarım vardı.”
Dünyanın en eski mesleklerinden biri olan hekimlik, aslında insanoğlunun gereksinimlerinden doğmuş bir sanattır. İyi bir hekimin sanatçı yanının da kuvvetli olması beklenir. Sonuçta hekimlerin, bilimi kullanan sanatkarlar olduğunu söyleyebiliriz.
Çocukluğum Yozgat'ın Sorgun ilçesi, Hanbaşı Mahallesi’nde geçti. Avlumuzun solunda Ahmet Usta’nın at arabası dükkanı, küçük yolun karşısında kalaycı Cumhur Usta, çarşı tarafında ise marangoz Mustafa Usta vardı.
Daha ilkokula başlamadan önceki dönemleri hatırlıyorum. Bu dükkanlara sırayla gider, ustaların izin verdikleri ölçüde izlerdim. Önce, at arabacı Ahmet Usta’nın el aletleri kullanımını, at arabasının tahta tekerine göbek yapımını, kol yapımını ve son aşamada nasıl demir çember geçirdiğini gözümü kırpmadan izlerdim.
Bir süre sonra marangoz dükkanına geçer el aletlerini inceler, bu aletlerle ahşabı nasıl işlediklerini, çam kerestesi kokularına karışan, yaz kış yanan talaş sobası üzerinde kaynayan kemik tutkalı kokusu içinde pürdikkat takip ederdim. Hiç unutmam, ilk keser ve testeremi de bana rahmetli Mustafa Usta vermişti. Kendimce bir çok şey yapmaya çalışıyordum. Lise yıllarına kadar böyle devam etti.
Ankara da ODTÜ'de okuduğum dönemde teyzemin yanında kalırdım. Teyzemin eşi, evinde Siteler'den temin ettiği oyma takımları ve çeşitli ahşap malzeme ile oymacılık yapardı. Okuldan geldiğim zaman ilk işim onun yaptığı çalışmalara bakmak ve detayları incelemek olurdu. Akşam eniştem geldiğinde ise onun çalışmalarını izlerdim. Tıpkı çocukluğumdaki gibi...
Yıllar geçti Samsun'da Tıp Fakültesi sonrası, Ortopedi'de “çömez asistanlık” yıllarım... İlk defa ortopedi ameliyatlarına gireceğim. Ameliyathane odasına girdiğimde masada yine aynı aletler, tıpkı at arabacı Ahmet Usta’nın, marangoz Mustafa Usta’nın dükkanlarındaki gibi tornavida, testere, çekiç, pense, iskarpela... Tek farkla bunlar steril cerrahi aletlerdi. Bir zamanlar kapı kenarında izlediğim zanaatkarların yerinde hocalarım vardı. Çok ilgimi çekmişti, sanki marangoz atölyesinde çalışıyor gibiydim...
Artık mesleğimde 24. yıla girdim. Son 14 yıldır, neredeyse haftanın 5 günü ameliyat yapıyorum. Her ameliyat benim için ayrı bir heyecan; ayrı bir problemin çözümü. Çocukluk döneminden gelen engellenemez sanat aşkım, öncelikle Ortopedide, sonrasında ahşap oyma sanatında kendini bulmuş oldu...
Dr.Öğr.Üyesi Murat Bölükbaşı
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı